İyi Huylu Prostat Büyümesı (Bph)

BENIGN PROSTAT HİPERPLAZİSİ (BPH)

Prostat bezi, vücut içindeki yeri ve fonksiyonları bakımından genel olarak toplumun sınırlı bilgiye sahip olduğu bir organdır

Siz de birçok erkekte olduğu gibi idrar yapma alışkanlığınızda ortaya çıkan değişiklikler nedeniyle bu organ hakkında bilgi edinme ihtiyacı duymuş veya belirli bir yaşın üzerindeki erkeklerde prostat ile ilgili problemlerin ortaya çıkabileceğini duymuş olabilirsiniz.

Bu kitapçık ile prostatın kansersiz büyümesi olarak bilinen ve sıklıkla 50 yaşından sonra ortaya çıkan, BPH hastalığına ışık tutmayı amaçladık. Bu yaş grubunda yer alan bir erkekseniz burada verilen bilgiler yaşam kalitenizi arttırmanızda size yardımcı olacaktır.

50 yaşından ve özellikle de 60 yaşından sonra prostat gerçek anlamda erkekler için bir dizi sorunun kaynağı olabilmektedir. Bu organınız hakkında bilgi sahibi olmanızla birlikte iki önemli kazanım elde etmiş olacaksınız.

1. Dönem dönem prostat ile ilgili sorunlar önemli derecede rahatsız edici olabilir. Bu sorunlar yaşlanmanın gerekliliği olmayan, bunlarla yaşamak zorunda olmadığınız durumlardır. Doğru tanı ve tedavi ile bu sorunların büyük bölümü ortadan kalkacaktır.

2. Erken tanı ile tedavisi mümkün olabilecek prostat kanseri başlangıç dönemlerinde hiçbir belirti vermeyebilir. Erken prostat kanseri tanısı sadece genel prostat tetkikinden sonra ortaya konulabilir.

 

Prostat nedir ve ne işe yarar ?

Prostat erkek üreme sistemine dahil olan bir bezdir. Hemen idrar torbası (mesane)’ nın altında, rektumun önünde yer almaktadır. Genel anlamda küçük bir organdır ve ortalama 20gr ağırlığındadır. Üretra olarak tarif edilen ve idrarı mesaneden dışarıya taşıyan idrar kanalının çevresini sarmaktadır.

Prostat ana yapı olarak kas dokusu ve salgı yapan bölümlerden oluşmaktadır. Ana görevi semen (meni) için spermlerin beslenmesi ve iletilmesinde görev alan özel bir sıvı üretmektir. Erkek orgazmı ile birlikte kasların kasılımı ile birlikte prostatik sıvı üretraya salınmaktadır. Bu esnada spermler de üretraya ulaştırılmakta ve boşalma ile birlikte üretradan dışarı çıkmaktadır

 

BPH nedir?

BPH yaşlanma ile birebir ilişkili olan durumdur. Ancak yaşamı tehdit eden bir hastalık hali değildir. Fakat kişinin yaşam kalitesini etkileyebilecek önemli yakınmalara neden olabilmektedir. Yaşı 60’ ın üzerinde olan erkeklerin yaklaşık yarısından fazlasında prostat büyümesi saptanmakta ve bu oran yaşla paralel olarak artış göstermektedir. Öyle ki 80 yaşında yaklaşık %80 oranında prostat büyümesi saptanmakta, bunların ancak %40-50’ sinde BPH’ ye bağlı belirtiler ortaya çıkmaktadır.

BPH ilk olarak prostatın iç bölgesini etkilemektedir. Bunun sonucu olarak da üretrada daralma ve bazı kişilerde idrar yapmada zorluk gözlenebilmektedir.

Unutulmaması gereken önemli bir nokta, BPH’ nin kanser ile ilişkisinin olmadığı ve kansere dönüşümün söz konusu olmadığıdır.

 

BPH’ nin Belirtileri Nelerdir ?

Yukarıda da belirtildiği gibi çoğu BPH’ li erkekte belirgin bir belirti gözlenmemektedir. Ancak, BPH idrar akışını etkilediğinde bazı belirtiler ortaya çıkmaktadır;

•Zayıf idrar akışı
•İdrar torbasının tam boşalmamsı hissi
•İdrara başlamada zorluk
•İdrar sıklığında artış
•Acil işeme hissi
•Gece idrar yapmak için uykudan uyanmak
• Kesik kesik idrar yapma

Bu belirtiler BPH’ nin üretra ve mesane üzerindeki etkilerinin sonucudur. Prostat bezindeki büyümenin erken dönemlerinde idrar torbasının kas yapısı çok daha güçlü kasılarak daralmış olan üretradan idrar akışını sağlayabilmektedir. Bunun sonucu olarak da idrar torbası kası göreceli olarak daha güçlü, kalınlaşmış ve uyaranlara daha duyarlı bir bir yapı halini almakta ve bu da sık idrara çıkma hissini doğurmaktadır.

Bazı kişilerde prostat büyümesinin artışı ile birlikte idrar kanalı daha fazla daralmakta ve esnetilemez bir yapı oluşmaktadır. Bu durumda idrar torbası kasının kasılma güçünü arttırması sorunu ortadan kaldıramamaktadır. Bunun neticesinde de idrar torbası tam boşaltılamamaktadır. Sonuç olarak da bazı kişilerde idrar torbasının yapısında bozulma, sık tekrarlayan idrar yolu infeksiyonları, ani idrar tıkanıklıkları ve en son olarak da böbrek hasarlanması ortaya çıkabilmektedir.

 

BPH Tanısı Nasıl Konulmaktadır ?

Doktorunuz öncelikle sağlık hikayenizi ve sizde rahatsızlık yaratan, özellikle de idrar yapma ile ilgili şikayetlerinizi sorgulayacaktır. Sizin şikayetlerinizi tarif ediş şekliniz BPH’ nin değerlendirilmesinde önemli bir yere sahiptir. Bu amaçla sizde özel bir şikayet izlenebilir.

Takiben fiziksel inceleme yapılacaktır. Prostat iç bölgede yerleşik bir organ olduğundan doktorunuzun bakarak bu organı incelemesi mümkün değildir. Yerleşim bölgesi olarak rektumun önünde yer alması nedeniyle makattan yapılan parmakla ile muayenede prostat değerlendirilebilmektedir ve bu işlem ‘parmak ile rektal muayene’ olarak adlandırılmaktadır. Bu muayene ile doktorunuz prostat hakkında çok önemli bilgilere ulaşmış olacaktır. Bu muayene yöntemi yapılış biçimi nedeniyle o an için bir huzursuzluk hissi doğurabilirse de herhangi bir hasar veya ağrıya neden omamaktadır.

Parmakla rektal muayenede BPH haricinde prostat kanseri tanısı da konulabilmektedir. Prostat kanseri Amerika Birleşik Devletleri’ nde ölüme neden olan en önemli nedenlerden biridir. Bu nedenle Amerikan Üroloji Topluluğu en az 10 yıllık yaşam beklentisi olan erkeklerde 50 yaşından itibaren ve kanser açısından yüksek risk grubunda bulunanlarda da daha erken yaşlardan itibaren serum Prostata Özgü Antijen (PSA) testinin ve parmakla rektal muayenenin yapılmasını önermektedir. Yüksek riskli grupta yer alan, özellikle de ailesinde prostat kanseri olan kişilerde 40 yaşından itibaren takip önerilmektedir.

Yıllık kontroller prostat hastalıklarının ortaya çıkması olası, ciddi istenmeyen etkilerinden korunmanızda yardımcı olacaktır.

Üroloğa Ne Zaman Başvurmalısınız?

Sizde rahatsızlık yaratan şikayetlerinizin yanında, idrar yapmada güçlük, idrarın tam boşaltılamaması hissi, gece sık idrara gitme, tekrarlayan idrar yolu infeksiyonu, idrar kaçırma gibi yakınmalarınız olduğunda bir üroloğa gitmeniz gerekir. Ayrıca genel sağlığınızı takip eden doktorunuz BPH şüphesi ile sizi bu konularda uzman olan kişiye, bir üroloğa yönlendirebilir.

Üroloğunuz tarafından genel bir değerlendirme sonrası

•İdrar analizi ile kanama, infeksiyon v.b durumlar araştırılacak,
•Böbreklerinizin değerlendirilmesi açısından kan tetkiki
•Buna ek olarak yaşınız da göz önünde bulundurularak, serum PSA düzeyi araştırılacak,
•İdrar akışı önündeki engelin derecesini ortaya koymak amacıyla idrar akış hızının ölçülmesi ve işeme sonrası idrar torbasında geride kalan idrar miktarının değerlendirilmesi gibi ek değerlendirmelere ihtiyaç duyabilir.

Özel testlerin gerekliliği hastadan hastaya farklılık göstermektedir. Doktorunuz sizin durumunuzu göz önünde bulundurarak uygun testlere karar verecektir.

 

BPH Ne Zaman Tedavi Edilmelidir?

BPH, kişide rahatsızlık yaratıyorsa ve/veya idrar yollarındaki mevcut tıkanıklık hasara neden oluyorsa tedavi edilmelidir. Zira tedavideki temel amaç kişinin şikayetlerinin ortadan kaldırılarak yaşam kalitesinin arttırılması ve idrar yollarındaki yapısal bozulmanın engellenmesidir.

BPH tanısı konulmuş olmasına rağmen bu durum sizde rahatsızlık oluşturmuyorsa doktorunuzla birlikte ek bir tedavi almadan takip kararı verebilirsiniz. Bu, yılda en az bir kez kontrol anlamına gelmektedir. Zaman içerisinde şikayetlerinizde artış gözlenebilir. Bu durumda aktif tedavi için tekrar doktorunuza başvurmanız gerekecektir

 

BPH’ de Tedavi

İlaç tedavisi;

Son yıllarda geliştirilmiş olan ilaçlar ile oldukça başarılı sonuçlar alınabilmektedir. Ancak, elde edilen etki cerrahi tedavi ile elde edilen düzeyde olamayabilmekte ve uzun bir dönem, sürekli ilaç kullanımı gerekebilmektedir.

Minimal invaziv tedaviler;

Üretral yoldan mikrodalga tedavisi, Üretral yoldan iğne ablasyonu vb. tedavi seçenekleri özellikle ameliyatı riskli olan hastalarda kullanılmakta olan, yan etkileri düşük, Ve bir dereceye kadar etkin tedavi yöntemleridir.

Üretral Yoldan Büyümüş Prostat Dokusunun Kesilerek Vücut Dışına Alınması (TURP):

Günümüzde tüm dünyada BPH’ nin cerrahi tedavisinde standart yöntem olarak kabul edilmektedir. Uzun dönemli hasta takiplerinde İstenmeyen yan etkiler ve başarı oranları yönünden en başarılı yöntemdir. Son zamanlarda Lazer enerjisi ya da plazmakinetik enerji ile de prostat dokusu yok edilebilmektedir. Açık cerrahi yöntemlere nadiran ihtiyaç duyulmaktadır.