ABSTRAKTLAR, BÖLÜM 1:
<< | Ýçindekiler |
>>
Kalçanın Akut Septik Atriti
Yard. Doç. Dr. Murat KESTELLİOĞLU
Dicle Üniv. Tıp Fak. Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı.
Dr. Ahmet ÖZKAMALI
Dicle Üniv. Tıp Fak. Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı.
Dr. Hüseyin GEMİCİ
Dicle Üniv. Tıp Fak. Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı.
Doç. Dr. Ömer METE
Dicle Üniv. Tıp Fak. Mikrobiyoloji Anabilim Dalı.
Günümüzde kalçanın akut septik artriti hala önemli bir sorundur. Teşhis vasıtalarının saptması, her geçen gün etki alam genişlemiş antibiyotiklerin ortaya çıkmasa bile bu sorunu bugün bile çözememiştir.
Genellikle her yaşta görülmesine rağmen daha çok çocuklarda ve gelişme çağında gençler de sık rastlanılması, yeterli tedavinin yapılmaması durumlarında % 70 oranında mortaliteye sahip olması ve genç yaşta kalıcı sakatlıklara neden olması yönünden oldukça önemlidir. 1974 yılında T'homas SMITH, septik artriti erken dönemde kalçada kısıtlı hareket, fleksiyon ve ağrı ile başladığını da ha sonra bunu şişlik, süpürasyon ve lokal eritemin takip eden bir hastalık olarak tarif etmiştir. Bütün tedavilere rağmen septik artrit ortopetii de sık rastlanılan bir enfeksivöz hastalığı özelliğini sürdürmektedir (1,2,6),
Kalçanın derin bir eklem olması akut septik artritin tanı ve tedavisinin gecikmesine neden olmaktadır. Hatta erken çocukluk çağına septik artritin tanı güçlüğünün fazla olması nedeni ile WILKINSGN; Hastanın kaderii doktora gittiğinde çizilmiştir. sözü hala, geçerliliğini korumaktadır (4). Femur başını besleyen damarlar kapsül içinde olduğundan kapsülün şişmesi ile eklem içi basınç artmakta, femur başının beslenmesi bozulmaktadır. Bunun sonucu da kalça ekleminde çeşitli sekellere sebep oluşturmaktadır. Bunların başlıcaları şunlardır:
1 - Patolojik kalça çıkığı (Femur başı ve boynunun yokluğu);
2 - Proksimal femoral epifizyoliz,
3 - Fibröz veya ossöz ankiloz ve buna bağlı kalça kontraktürleri,
4 - Koksa vara, koksa magna,
5 - Kısalık.
Literatürde kalçanın akut septik artriti ile ilgili birçok makale bulunmaktadır. Hepsinin birleştiği müşterek nokta akut septik artritte teşhis ve tedavinin erken ve süratli olmasıdır. Ancak böylece kalıcı komplikasyonlar önlenebilir (3).
MATERYAL ve METOD
1982 - 1986 yılları arasında Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Kliniğine acilen müracaat eden teşhisi anemnez den elde edilen bilgilerle klinik ve radyolojik görünüme dayanarak konan 19 olgu yatırılarak tedavi altına alındı. Olgularımızın başlangıç yaşı araştırıldı. 19 olguluk kalçanın akut septik artriti serimizde en küçük hastamız 50 günlük bir erkek bebek, en yaşlısı ise 51 yaşında bir erkek hastamız olduğu saptandı. Olgularımızın 16 sını erkekler, 3 ünü kızlar teşkil ediyordu. Olgularımızın 10 unda sağda akut septik artrit, 9 unda ise sol kalçada akut septik artrit mevcut idi. Olgularımızın hepsine durumları icabı acilen cerrahi girişim uygulandı. Cerrahi girişimde anterior yaklaşım tercih edildi. Daha sonra hastalara durumlarına göre abduksiyonda iskelet traksiyonu veya pelvi-pedal alçı uygulandı. Hastalarımızın hepsi antibiyotik tedavisine alındı. Bu arada 12 olguya kültür antibiyogram yaptırma imkanı bulundu. Hastalarımızın hastanede kalma süresi en az 7 gün, en çok 48 gün olarak tespit edildi. Üç hastamız tedaviyi kabul etmedi. Ortalama yatış süresi 21 gün olarak bulundu (Tablo 1
). Kültür sonuçları Tablo 2
'de gösterilmiştir. 3 hastamızda ise takip esnasında literatürde de sıkça belirtildiği gibi patolojik luksasyon tespit edildi. 16 hastamız ise salah ile taburcu edildi. Vakalarımızın genel değerlendirilmesi Tablo 3
'de gösterilmiştir.
TARTIÅžMA:
Her yıl kalçanın septik artriti ile ilgili birçok araştırma yayınlanmaktadır. Hepsinin ana temasını teşhisin erken konulması ve tedavinin zamanında ve yeterli yapılmasını içermektedir. Ne mordern teşhis vasıtalırının artması, nede geniş spektrumlu antiboyotikler halen septik artriti önlemiş değildir. Bilhassa küçük çocuklarda sık rastlanması konunun önemmini bir kat daha artırmaktadır. NELSON ve KOONTZ yayınladıkları 17 olguluk serilerinde % 36 sının 2 yaşından küçük çocuklar olduğunu bildirmektedirler. Yine NADE ve arkadaşları 2 yaşın altında 14 olguları olduğunu bildirmektedirler. (2,4,8) Bizim 4 yıllık takip sonucu 19 olguluk serimizde5 olgu 2 yaşın altındadır. Buda olgularımızla literatür arasında uygunluk göstermektedir. Akut septik artrit çocuklarda en çok kalçayı, büyüklerde ise dizi tutmaktadır. Bizim serimizde de bir olgu 20 yaşın üzerindedir. Osteomyelitte erkekler olmasına karşın septik artritte bu durum hemen hemen eşittir. Bizim rerimizde ise erkekler daha fazladır. bunun nedeni de bölgesel sebeplere dayanmaktadır. Olgularımızın 16 sının erkekler teşkil etmektedir. Kalçanın akut septik artitli her iki kalçayı da eşit olarak tutmaktadır. Bizim olgularımızda da durum aynı olup 10 olgu sağ tarafı, 9 olgu ise sol tarafı tutmuş olarak tespit edilmiştir (2,3,4).
Bir septisemide yetişkin kalçası tutulmuş ise aşağıdakilerden bir veya birkaçı aranır; Kalçanın pasif hareketlerinde, kalçanın palpasyonununda ağrı, unilateral ödem. kalçanın ve genital gölgenin şişmesi, bacağın aktif hareketlerinin azalması, simetrik kalçak kıvrımlarının görülmesi, çocuklarda ise akut septik artrit yetişkinin aksine fulminant şekilde ortaya çıkar (2). Ateş teşikardi sık görülür. Tutulmuş eklem çevresinde ağrı, ekleme ait effüzyon, adale spazmı ve eklem hareketlerinde kısıtlılık kendini gösterir.
Akut septik artritini tedavisinde gerçekleştirilmesi gereken 3 temel unsur vardır:
1 - Eklimin uygun şekilde drenajı,
2 - Antibiyotiklerle sepsisin etkisinin sistemik olarak azaltılması,
3 - Eklimin stabilizasyonunun sağlanmısı, stabil pozisyonda istirahat ettirilmesi (2,8)
Eklimin drenajı için kapsüle anterior yaklaşımın daha iyi sonuç verdiği bildirilmektedir (1,2,6,7,8). Bundan sonra iyi bir yıkama ve yaranın primer kapatılması en uygun tedavi tarzıdır. Bizde olgularımızda bu yolu takip ettik. Cerrahi drenajdan sonra bacağın abduksiyonda tespiti gerekmektedir. Bu hastanın durumuna göre iskelet traksiyonu veya pelvi pedal alçı ile yapılabilir. bu tespitin yeterli yapılmadığı durumlarda bir komplikasyon olarak patolojik luksasyonlara sık ratlanılmaktadır. Bizim 18 olguluk serimizde 3 olguda bu durum oluşu konunun önemini bize bir kez daha hatırlatmıştır.
Tedavi süresi çeşitli araştırıcılar tarafından farklı olarak bildirilmektedir. Bütün araştırıcıların hepsi tedavinin yeterli oluncaya kadar sürdürülmesinden yanadırlar. PATERSON 6 hafta immobilizasyon ve 6 haftalık antibiyotik tedavisinin gerekli olduğunu bildirmektedir (3,4). Diğer araştırıcıların görüşü de bu yöndedir (1,2,6,8,). Antibiyotik seçiminde ise mümkünse yapılacak kültür antibiyograma göre tedavinin planlanması veya mümkünse geniş spektrumlu antibiyotiklerin verilmesi önerilmektedir.
Referanslar
1. GRIFFIN, P. P., GREEN, W. T.: Hip Joint Infections in Infant and Children. Orthop. Clin. North Am. Vol. 9, No. 1. 123 - 134.
2. NADE, S.: Acute Septic Artritis Infancy and Childhood. J, Bone and Joint Surg. (Br) 65 - B, 234 - 241. 1983.
3. NELSON, J.D.: Septic Arthritis. Pediatrics, 50: 437-440, 1972.
4. PATERSON, D.: Septic Arthritis of the Hip Joint. Orthop. Clin North Am. Vol. 9, No: 1. 1978.
5. RHODES, K. H.: Antibioitc management of acute Osteomyelitis and Septic Arthritis in Children. Orthop. Clin. North: Am. Am. 6: 195, 1975.
6. SHERK, H. H.: Pyogenie Hip Infections. Surgery of the Hip Joint. (Ed. R. G. Toronzo). Lea Febiger. Philadelpia 1973.
7. WARING, T: L.: Campbell's Operative Orthopaedics, Fiftlı Edition Vol. 1; 968 978, C. V. Mosby Co. St. Louis. 1971.
8. WILSON, N. I. L., PAOLA, M.: Acute Septic Arthritis in Infancy, and Childhood. J. Bone Joint Surg. (Br) 68 - B: 584 - 587. 1986.