PANEL 1: ORTOPEDİ ve TRAVMATOLOJİDE KOMPRESYON
<< | Ýçindekiler |
>>
ORTOPEDİ ve TRAVMATOLOJİDE KOMPRESYON
Prof. Dr. Rıdvan EGE
Kırıklarda, kemik fragmanlar arasında, osteotomi ve artrodez yüzleri arasında kemik iyileşmesini hızlandırmak ve güçlendirmek için fragman veya kemik ünitelerini bir birine doğru yaklaştırma veya. kompresyon düşüncesi pekte yeni değildi. Kompresyon ve rijid fiksasyonla kallus olmaksızın da kırık veya kesilmiş kemik uçları arasında primer olarak direkt bir iyileşme sağlanmaktadır.
1902 de Lambotte kırık fragmanlardan geçirdiği transfiksiyon çivilerinin dışarıdaki uçlarını çubuklarla bir çubuk tespit ederek ilkin eksternal fiksatör ve kırıkta kompresyon düşüncesini getirmiştir 1934 de Anderson ve 1939 da Hohmann bu uygulamayı özel aygıtları ile gerçekleştirmişlerdir. 1932 de Key kompresyon artrodezi yaparak kemik iyileşmesinde kompresyon ve rijid fiksasyonun etkisini göstermiştir.
1948 de Eggers kırık tespitinde yarıklı plak kullanarak kas kontraktürü ve kırıklı kemiğe yük vermekle (Weight bearing) vidaların plaktaki yarıkta kayarak ve giderek kompresyonla fragmanları birbirine yaklaştırmasını sağlamıştır.1549 da Belçikalı Danis kırıklarda kompresyonla fragmanları birbirine yaklaştırmasını sağlamıştır.1949 da Belçikalı Danis kırıklarda kompresyonun yarar ve uygulanış nedenini ilk kez açıklamıştır. 1956 da Bagby, Collison'un 1950 de ortaya attığı vida delikleri oval olan plaklarını daha da geliştirerek kompresyon plağının şekillenmesine öncülük ettiler.
Fakat bugün çok değişik araç, ve gereçleri ile ortopedide kompresyon osteosentezinin yaygınlaşması İsviçreli Müller ve daha sonra bunlara katılan Allgöwer, Willeneger, Schenk ve arkadaşlarının oluşturduğu ve geliştirdikleri AO veya ASIF grubunun çalışmaları ile gerçekleşmiştir. 1958 de İsviçre'nin Davos kentinde ASIF (The Association far the Study of the Problems of International Fixation), veya AO (The Association of the Osteosynthesis) grubu sonradan araştırma ve sanayi kuruluşu olarak genişlemiştir. 1958 lerde kansellöz ve kortikal vidaları ve yuvarlak delikli notralizasyon veya kompresyon plaklarım uygulamaya başlamışlardır. 1965 de Allgöwer ve arkadaşları plak delikleri oval fakat vida sokuldukça her 2 tarafta plağı kırık yüzüne doğru kaydıracak eğilimdeki dinamik kompresyon yapan DCP (Dynamic Compression Plate) ini ortaya koydular. Bu statik kompresyon plağı, nötralizasyon plağı gibi kullanılırsa da gergi aracı, tension device) ile birlikte kullanıldığında dinamik kompresyon gücü artırılmış olmaktadır. AO ve grubunun uygulamaya soktuğu semitubuler plaklar, kalça, kondil ve malleol vidaların, kondil plaklara, T, L ve kaşık sapı biçimindeki metafiz plakları el ve ayak kemikleri için mini-osteosentez araçları, plak ve vidalar, patella ve olekranon için K-Teli ve germe bantları gibi uygulamalar kompresyon düşünce ve araçlarını kırık cerrahi tedavisinin ayrılmaz bir parçası haline getirmiştir. Femur boynu ve trokanterik bölge kırıkları için 1953 te Pugh'un kayarak, 1958 de Massie'nin teleskoping mekanizması ile kompresyon yaparak iyi sonuçlar almaları üzerine Richards ve diğer birçok kompresyon yapan plaklı kalça vida uygulamaları, klasik Smith Petersen ve Jewett çivilerini çok az kullanılır duruma getirdi.
AO grubunun görüş ve uygulamalarına artan ilgi üzerine 1984 de Mittelmeir yeni bir otokompresyon plağı ortaya koydu. Bunda plağın yuvarlak delikli yarısı tespit edildikten sonra oval fakat merkeze doğru olan kısmı genişçe ve periferik kısmı dar, kaydırma yapabilen deliklerde vidalar yerleştikçe merkeze doğru kompresyon yaptığı görüşü egemen olmuştur ve bu nedenle oto kompresyon plağı denilmiştir
Sonra Japonlar ve birçok Amerikan firmaları çok çeşitli kompresyon araçları kullanmaya başlamışlarsa da bunlar AO grubu araç ve gereçleri kadar yaygınlaşmamıştır. Artık bugün AO grubunun vertebradan, el ve ayak küçük kemiklerine kadar değişik kompresyon plak ve araçları kullanılmaktadır.
Kompresyon tarihçesi eksternal fiksatöre kadar uzandığına göre intramedüller çivilerle de bir ölçüde başlatılan kompresyon mekanizmasından yar arlanma alanı giderek yön değiştirmiştir. 1897 de Nicolaysen ve 1916 da Hey Groves'e kadar uzanan intramedüller çivi, 1938 de Rush un yuvarlak çivisi ve daha da önemli olarak 1939 da Küntscher'in içi boş, kenarları kıvrık çivileri ile yaygın olarak uygulama alanına girmiştir. Trokanterik kırıklar için 1866 da Zickel in öne sürdüğü çivi, 1972 de Klem, 1974 Kemp, sonra AO grubunun geliştirdiği intramedüller çiviyi vidalarla kemiğe tespit eden ve kompresyon yapan, kilitlenen (locked, veya interlocking type) intramedüller çivileri femur kırıklarında kullanılmaya başladı.
1962 de Harrington omurga deformitelerini düzeltmek için kancalı rod'larla uygulamalarını yayınlamasından sonra aynı enstrümanlar giderek vertebra kırıklarında kompresyon ve distraksiyon aracı olarak kullanılmaya başlandı. Anderson ve Hoffmann'ın eksternal fiksatör yöntemi Wagner'in geliştirdiği tek bar üzerine tespit edilen çivilerle eksternal fiksatörler geniş ilgi gördü. Açık kırık ve diğer kırıklar yanında son senelerde bilek ve el kırıklarında özellikle pelvis kırıklarındaki geniş kullanım uygulaması yeni görüşler getirmiştir.Kompresyonun Ortopedide uygulama alanı giderek arttığı için Derneğimiz 1978 Kongresine Uzun Kemik Diafizlerinde Kompresyon Osteosentezi ve 1981 Kongresine Ortopedide Eksternal Fiksasyonun Yeri konulu panellerle sorunları inceleme fırsatı yaratmıştır.
Ayrıca ülkemizde iki AO Internasyonal Kırıkların Cerrahi Tedavisi kursu düzenlenmiştir. İzmir deki kuzsa 35, 1987 Martı'nda Ankara'daki kursa 55 meslektaşımız katılmış olması bu konuya meslektaşlarımızın gösterdiği yakın ilginin bir sonucudur.
Bu defa derneğimiz gene bir panel olarak Ortopedi ve Travmatolojide Kompresyon konulu bir panel düzenlemiştir. BU panelde yer alan arkadaşlarımızın hepsi uluslararası veya ulusal Osteosentez kurslarına ve uygulamalarına katılmış meslektaşlarımız olduğundan konuya yaklaşımlarının daha canlı olacağından eminim. Ayrıca 90 kadar AO kursu görmüş meslektaşımızın da bulunması konuya daha da canlılık getireceğine inanıyorum.