X. MİLLİ TÜRK ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ KONGRESİ

    ABSTRAKTLAR, BÖLÜM 1:

    << | Ýçindekiler | >>

    Klavikula Kırıklarının Kirschner Teli İle Cerrahi Tedavisi


    Dr. Macit ÜZEL
    İst. Cerrahpaşa Tıp Fak. Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği Profesörü.

    Dr. Rıfat ERGİNER
    İst. Cerrahpaşa Tıp Fak. Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği Uzmanı.

    Dr. Muharrem BABACAN
    İst. Cerrahpaşa Tıp Fak. Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği Uzmanı.

    Dr. Ümit KANTARCI
    İst. Cerrahpaşa Tıp Fak. Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği Asistanı.

    GİRİŞ:

    Literatürde yayınlanmış birçok klinik çalışma klavikula kırıklarında seçilecek tedavi yönteminin daha çok konservatif olduğunu göstermiştir. Zira konservatif yöntemlerle tedavi edilen kırıklar yüksek oranda iyileşme şansına sahiptir. Operatif tedbirler genelde selektif olgularda gereklidir. Biz bu yayınımızda kliniğimizde uygulanan açık redüksiyon ve kirschner teliyle tespit yöntemi ile cerrahi tedavi ettiğimiz 44 olgunun sonuçlarını sunacağız. Sonuçlarımız bu metodun faydalı olduğunu göstermektedir.

    AMELİYAT TEKNİĞİ :

    Kırık bölgesine klavikula alt kenarına paralel 4-B cm uzunluğunda insizyonla girilip fragmanlar eksplore edilir. Serbest fragman varsa deperioste edilmeden repozisyon kontrolü yapılır. Daha sonra repozisyon çözülüp iki ucu sivriltilmiş uygun kalınlıktaki Kirschner teli (Genelikle 2,6 mm çapında) distal fragmanın proksimal ucundan kemik iliği içine mümkün olduğu kadar kırığın uzağından yani acromion ucuna yakın çıkacak şekilde perforatörle sokulur. Bu işlemde elektrikli veya el perforatörü kullanılabilir. Cilt altına gelen Kirschner teli ucuna cilt insizyonu yapılıp dışa alınır. Bu defa perforatör bu uca takılıp diğer ucu fragman hizasına gelinceye kadar dışarıya çekilir. Eğer kanal fazla geniş ise bu telin yanından ona paralel kanala ikinci bir tel daha konabilir. Çift uygulamada tel kalınlıkları duruma göre seçilir. Kırık uçları tekrar repoze edilir ve ince ağızlı bir kemik fiksatörü veya kuvvetli Kocher klampıyla sıkıca tespit edilir. Tek veya iki Kirschner teli yine perforatörle proksimal fragmanın medüller kanalına sokulur. Bu sırada klavikula arkaya doğru bastırılır. Kirschner telleri proksimal fragmanın ön yüzünden ve mümkün olduğu kadar kırık bölgesinden uzaktan dışan çıkarılır. Fazla çıkıp çıkmadığı kontrol edilir. Eğer kelebek şeklinde fragman varsa kromik katgütle veya absorbe olmayan bir dikiş materyeli ile serklaj yapılır. Periost, cilt altı ve cilt usulü ile kapatılır. Hasta uyanıncaya kadar kol ve önkol flasterle gövdeye tespit edilir. Bu tespit ameliyatın ertesi günü çıkarılarak kol-boyun askısına, alınır ve bu özellikle omuz ve kol egzersizlerinin yapılabilmesi için gereklidir.

    MATERYEL:

    1953-1973 yıllan arasında Cerrahpaşa 3'cü Cerrahi Kliniği ve daha sonra kurulan Ortopedi ve Travmatoloji Kliniğinde tedavi edilen 183 klavikula kırığı önceki bir yayınımızda incelenmişti. (2). Bu nedenle bu çalışmamızda 1974 başından 1986 sonuna kadar tedavi ettiğimiz olguları inceledik.

    1974 başından 1988 yılı sonuna kadar kliniğimize toplam 619 klavikula karığı başvurmuş ve bunların. 575'ne konservatif, 44'üne cerrahi tedavi uygulanmıştır. Cerrahi tedavi uyguladığımız bu olgularımızdaki karığın oluş nedenleri, yaş, cins, taraf dağlımı, lokalizasyon, takip süresi, uygulanan tedavi yöntemleri ve ameliyat sonrası komplikasyonlar tablolar halinde verilmiştir. (Tablo 1, 2, 3, 4, 5, 6).

    Klavikula kırıklarında konservatif tedavi yöntemleri yüksek oranda iyileşme sağlar. Ancak konservatif tedbirler genellikle 45 hafta süresince hastaya ağrılı ve tahammül edilmesi zor bir durum yaratır. Ayrıca konservatif tedbirler nörovasküler bası, kötü kaynama ve kozmetik açıdan kabul edilemeyecek derecede deformitelere neden olabilir (1,5). Cerrahi tedavi kırık uçlarının anotomik repozisyonunu sağlar. Dış tespit gerektirmez. İyi bir iç tespit erken mobilizasyon ile redör oluşumunu da önlemiş olur.

    Önceki yıllar klavikula kırıklarının cerrahi tedavisinde en sık tartışılan konu primer açık redüksiyonlar sonra psodoartroz oranının artması idi. Örneğin 1960 yılında Neer konservatif yöntemlerle tedavi edilen 2235 klavikula kırığından ancak 3 olguda (% 0,1) psödoartroz görüşmesine rağmen operatif tedavi gören 45 olgudan 2'de (% 3,6) psödoartroz tespit etmişti (3). Rowe 1968 yılında ise 690 klavikula kırığından oluşan serisinde konservatif yöntemler sonucu oluşan psödoartroz oranı % 0,8 iken cerrahi yöntemler sonucu oluşan oranı: 3,7 olarak belirtmiştir. (5).Neer incelediği 18 klavikula psöaortroz olgusunda kullanılan cerrahi tekniklerin aşın periost dekolmanı yaptığını ve bunun psödoartroza neden olduğunu ileri sürmüştür. Ayrıca bu 18 olgunun 10'unda enfeksiyonda gelişmiştir. (3) Rowe serisinde intramedüller Kirschner teli ile tespit yöntemini kullandığı olgularda ameliyat sonrası psödoartroz komplikasyonuna rastlamamıştır. (5)

    Paffin ve Jansen 1978 yılında açık redüksiyon ve Kirschner telini tespite ilaveten gerekirse serklaj teli kullanarak tedavi ettiği 73 olgudan ibaret serisinde psödoartroz oranını % 3 olarak vermiştir (4).

    Zenni ve arkadaşları 1981 yılında 800 klavikula kırığının 2'ine açık redüksiyon ve kirschner teliyle tespit yöntemini kullanmış ve hiç birinde psödoartroz görmemiştir. Manizade ve arkadaşlarının 1952 1973 yılları arasında 110 klavikula kırığım açık redüksiyon, tek veya çift kirschner teli ile tespit yöntemini kullandıkları seride olguların sadece 1'inde psödoartroz görmüşlerdir (% 0,9). (2) Biz ise aynı tedavi yöntemini kullanarak tedavi ettiğimiz ve takibini yapabildiğimiz bu 31 olgumuzda ise psödoartroz görmedik.

    Klavikula kırıklarının cerrahi tedavisinde çeşitli cerrahi yöntemler kullanılır. Serklaş, plak, vida en son olarak tek veya çift kirschner teliyle tespit kullanılan metotlardır. Ancak açık redüksiyon ve Kirschner teliyle tespit kanımızca en basit ve en uygun yöntemdir. Bu metot yumuşak doku ve periostun daha az sıyrılmasıyla yapılabilir. Literatürde karşılaşılan yüksek psödoartroz oranları plak ve vida gibi internal tespit araçlarının uygulanması sırasında periostun aşın sıyrılmasındandır Tablo 1-2-3-4-5-6 .

    Referanslar

    l. HOWARD, F. M., and SHAFFER, S. J.: Injuries to the Clavicle with Neurovascular Complications. A Study af 14 Cases. J. Bone and Joint Surg. 47-A: 1335-1346, Oct: 1965.

    2. MANİZADE, D:, BAYRAKTAR, K., ÜZEL., M., NİŞAN, N: Operatif Treatment of fraetures of clavicle, 3. Akdeniz ve Ortadoğu Ortopedi ve Travmatoloji. Kongresi, Atina. 1974.

    3. NEER, C. S., II: Nonunion of the Clavicle. J. Am. Med. Assn. 172: 1006-1011, 1960.

    4. PAFFEN, P. J., and JANSEN, E. W. L: Surgical -Treatment of Claviçular Facture with Kirschner Wires: A Compara.tive Study. Arch Chir. Neerlandicum, 30: 43-53, 1978.

    5. ROWE, C. R.: An Ablas of Anafomy and Treatinent of Mid-Clavicular Fractures, Clin. Orthop., 58: 29-42, 1968.

    6. ZENNİ, E. J., KRIENG, J. K., and ROSEN M. J.: Open Recudtion and Internal Fixation of Clavicular Fracturea. J. B. J. S. Vol. 63-A S: 147-151, Jan 1981.