X. MİLLİ TÜRK ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ KONGRESİ

    ABSTRAKTLAR, BÖLÜM 1:

    << | Ýçindekiler | >>

    Humerus Proksimal Uç Kırıklarının Prong-Ate1 ile Tedavisi


    Prof. Dr. Mehmet TİNER
    Dokuz Eylül Üniv. Tıp Fak. Ortopedi ve Trav. Ana Bilim Dalı Başkanı

    Yard. Doç. Dr. Osman KARAOĞLAN
    Dokuz Eylül Üniv. Tıp Fak. Ortopedi ve Trav. Ana Bilim Dalı Öğr. Üyesi

    Uzm. Dr. Ahmet EKİN
    Dokuz Eylül Üniv. Tıp Fak. Ortopedi ve Trav. Ana Bilim Dalı Uzmanı

    Dr. Nuri EREL
    Dokuz Eylül Üniv. Tıp Fak. Ortopedi ve Trav. Ana Bilim Dalı Asistanı

    GİRİŞ :

    Son yıllarda orta ve ileri yaştaki kişilerde oldukça sık rastlanan Humerus üst uç kırıklarının sonucunda sosyal ve ekonomik açılardan meydana, gelen iş, güç kaybı ve günlük yaşamda gerekli fonksiyonların yapılmasında görülen kısıtlanmalar dikkati çekici boyutlara ulaşmıştır. Bu nedenle bu bölge kırıklarının tedavi ve bakımıyla ilgili çeşitli teknik ve yöntemler ileri sürülmüştür.

    Omuz ekleminde meydana gelen fonksiyon kaybının azaltılması, hastalarda oluşacak iş ve güç kaybı suresinin kısaltılması tedavide ana ilke olmuştur. Bir amaç çevresinde, yeni teknikler üreten çalışmalar devam etmektedir.

    Humerus proksimal uç kırıkları tüm karıkların % 4-5 ini teşkil eder. Yaşlı hastalarda genellikle küçük bir travma ile ortaya çıkar ve çok fazla displasman göstermez. Ancak orta yaş grubunda meydana getirebileceği omuz eklemi hareket kısıtlılığı ve ağrı çeşitli yönlerden hastalardaönemli sorunlar yaratabilir. Bu bölge kırıkları ile ilgili çeşitli sınıflama metotları tariflenmiştir. Bugün genellikle kullanılan Neer'in Dört-segment sınıflamasıdır. (3,6)

    Gleno-humeral eklem vücudun diğer eklemleriyle karşılaştırıldığında ileri hareket kabiliyetine sahip olmasıyla ayrıcalık gösterir. Bunu eklemin gevşek kapsülü, anatomik yapısı ve çevresini saran kayıcı bursalardan zengin olması sağlamaktadır. Ancak bir injuri sonrası uzayan immobilizasyon bu harekeli hali kısıtlamakta ve fonksiyon kaybına neden olmaktadır. Bu nedenle prosimal uç humerus kırıklarında tedavi. süreci içerinde omuz hareketlerinin devamını sağlayabilmek önemli bir sorun olmaktadır. Ancak parçalı olan kırıklarda hareketin sağlanabilmesi birçok teknikte mümkün olamamaktadır.(2, 6)

    İşte PAONG-ATET. bu amaça yönelik olarak geliştirilmiş bir splinttir. İlk kez 1971 yılınla K. J. Villiger tarafından tanımlanıp kullanılmıştır. (5).

    METOT :

    Teknik olarak Prong-Atel sapan şeklinde bir splint ve kola uygulanan yapışkan cilt traksiyonundan oluşmaktadır. Splint tahta veya plastik materyalden yapılabilir "Y" şeklindeki splintin alt ucuna. ucunda bir makara bulunan 15-20 cm uzunluğunda ve I cm kalınlığında bir demir parça ilave edilir. Bu parça istenildiğinde bunu splinte tespit eden vidanın gevşetilmesiyle hareket ettirilebilmektedir. Atelin Axillaya oturan kenarları düzgün şekilde yuvarlanır ve bu bölge önce pamuk üzerine de keçeden yapılmış pad'lar ile desteklenip sarılır. Kola medial ve lateralinden uygulanan yapışkan traksiyon altta olecranon'un birkaç cm altına kadar devam eder. Bu bölgede bulunan traksiyon tahtasına bağlanan ip makaradan geçirilip spliatin sap kısmının medialinde bulunan halkaya bağlanır. Bu ipin gönderilmesiyle gerekli traksiyon sağlanır. Splint hazırlanırken dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta splintin sap kısmına yerleştirilmiş makaranın bunu taşıyan hareketli demir kısım ile eksenlerinin aynı olmaması veya bu kısma ilsi ayrı, değer üzerine yerleştirilmiş iki ayrı makara kullanılması uygundur. Bu traksiyonun humerus eksenine paralel olarak uygulanmasını sağlayacaktır. (5)

    Uygulama ve kullanım oldukça basittir. Atel uygulanmasından bir hafta sonra yavaş yavaş pandüler omuz hareketlerine başlanılır. Traksiyonun devamı için yapılacak gerdirme işlemi hastanın bu konuda eğitilmesi i1e kendisi tarafından yapılabilmektedir. Hastalar 1. gün, 3. gün ve 1. hafta da kontrollere çağırılırlar. Son kontrol atel çıkarılacağı zaman yapılır. Splint içersindeki omuz hareketleri 3. gün en geç 1. haftada başlanır. Bu egzersizlere tedavi süreci içerisinde devam edilir. Spdlint ortalama dört hafta içinde çıkarı1ır ve hasta gerekli egzersizleri tarif edilip serbest bırakılır.

    MATERYAL :

    1985 - 1987 yılları arasında kliniğimize başvuran ve humerus proksimal uç kırığı tanısı konan hastalardan 14 tanesine ProngAtel tanımlanan,teknikle uygulanmıştır.

    Hastalarımızın 10'u kadın, 4'ü erkek idi. En genç hastamız 15, en yaşlısı 80 yaşında idi (Ortalama 57.3). Bütün hastalar hastanemize düşme sonucunda omuzda ağrı nedeniyle başvurdular. Hastaların kırık tipleri NEER sınıflamasına göre incelendi. Tedaviye alınan bütün kırıklar kapalı kırık idi. İki hastada hastanemize müracaatlarında üst ekstremitede nörolojik bulgu mevcut idi. Diğer hastalarda nörolojik ve vasküler sorun tespit edilemedi. Bir hastada atel içerisinde ikon axiller bölgede yara oluştu ve bu 10 günde pansumanlar ile iyileşti.

    Tablo 1

    SONUÇLAR :

    Çalışmamızda aldığımız sonuçlar toplu halde Tablo II de gösterilmiştir. Hastalarımızın ilk müracaatlarında çekilen radyogramlarında 5 hastada NEER III, 9 hastada NEER II kırık tespit edilmiştir.

    Hastalarımızın tedavi bitimindeki hareketleri değerlendirilirken omuz eklemi yanında dirsek ve el bileği eklemi de değerlendirildi. Dirsek ve el bileğinde hareketlerinde ileri derecede kısıtlı olması halinde kötü, kndi işlerini, yapabilecek derecede hareketli bulunanlara orta hareketin tam olarak bulunduğu hale iyi olarak değerlendirilme yapıldı.

    Omuz ekleminde ise hareketler ilk atelden çıkışta ve 1-2 aylık takipte alınan goni- ometrik değerler göz önünde tutuldu. Buna göre:

    Abdüksiyon : 140 dereceden fazla ise çok iyi (3) puan, 140-90 derece iyi (2) puan, 90-60 derece orta (1) puan, 60 dereceden az kötü (0) puan.

    Fleksion : 80 dereceden çok (3) puan, 90-60 derece (2) puan, 60-30 derece (I) puan, 30 dereceden az (0) puan.

    Ekstansion : 40 derecede çok (3) puan, 40-30 derece (2) puan, 30-20 derece (1) puan, 20 dereceden az (0) puan

    Rotasyon iç : 50 dereceden çok (3) puan, 50-35 derece (2) puan, 35-20 derece (I) puan, 20 dereceden az (0) puan.

    Rotasyon dış : 45 dereceden çok (3l puan, 40-30 derece (2) puan, 30-20 derece (I) puan, 20 dereceden az (O) puan. Şeklinde değerlendirme ve puanlama yapıldı. (I,2,7)

    Toplam puanların değerlendirilmesinde ise sonuçlar şöyle değerlendirildi:

    Toplam 25 puandan çok ise ÇOK İYİ sonuç, 20-25 puan İYİ, 15-20 puan ORTA, 15 puandan az ise KÖTÜ sonuç olarak kabul edildi.Buna göre sonuçlarımız (Omuz eklemi hareketleri yönünden):

    4 hastada ÇOKİYİ, 5 hastada İYİ, 3 hastada ORTA, 2 hastada KÖTÜ idi. Kötü sonuç alınan vakalarda dirsek ve el bileği hareketlerinin de kısıtlı olduğu dikkati çekmiştir.

    Bir hastamızda kaynama gecikmesi görüldü. Bu hastada müracaatında ulnar sinir bulguları mevcut idi. Ayrıca bu hastamız a telini düzenli olarak kullanmadı. Bu nedenlerle atel 6 hafta sonunda çıkarılabildi. Diğer hastalarımızda bu tür sorunla karşılaşılmadı.

    TARTIÅžMA :

    Sonuçlardan görülmektedir ki uyguladığımız Prong-Atel ile Humerus proksimal uç kırıklı hastalardan 9 tanesinde (64.3 %) başarılı sonuç alınmıştır. 3 hastada ise hastanın kendi işini görebilecek şekilde tedavisi sağlanmıştır.

    Tedavinin yetersiz olarak değerlendirildiği 2 hastadan biri uzun takipte uygulanan fizik tedaviden sonra orta gruba uyacak fonksion kazanmıştır. Diğer hasta nörolojik bulguları nedeniyle tedavimizden ayrılmıştır. Ayrıca bu hastalarımız tedavi süreçleri içerisinde hemik ile kooperasyonları oldukça bozuk olmuş ve hastalarımızın önerilen zamanlarda kontrollere gelmemişlerdir.

    Prong-Atel uygulaması ile elde ettiğimiz sonuçlar göstermektedir ki özellikle orta yaş üzerindeki humerus proksimal uç kırıklı hastalarda oluşabilecek immobilizasyona bağlı eklem sertlikleri, respiratuar ve dolaşım sorunları bu teknikle tedavide önemli derecede önlenmektedir. Prong-Atel uygulaması kliniğimizde uygun vakalarda tatbikine devam edilmektedir.

    Referanslar

    1. American Academy of Orrthopaedic Surgeons, Joint Motion: Method of measuring and recording, 1965.

    2. Hopenfeld, S., Physical Examination of the Spine and Extremities page, 19-25, Appleton-Century- Crofts, 1976.

    3. Neer, C., S., II: J. B. J. S., 52-A: 1077-1089, 1970.

    4. Paaulainen, P., Björkenheim, M. J., Operative Treatment of Severe Proksimal Humerus Fractures, Acta Ort. Scand.: 54, 374.379, 1983.

    5. Villiger, K. J. Chiurg., 42,. 523-525,.Nov.; 1971, Berlin, Heidelberg, New York, Springer.

    6. Rockwood, C., A., Green, D.: Fractures, Vol 1, 1975, Lippıncot.

    7. Tokgözoğlu. N., Gedikoğlu, Ö., Baytok, G.,: Hacettepe Hastanesinde tedavi Edilen 95 Humerus Üst Uç Kırıklı Hastanın İncelenmesi, III. Türkiye Ortopedi ve Travmatoloji Kongresi Tebliğler Kitabı sayfa 345, 1973