X. MİLLİ TÜRK ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ KONGRESİ

    ABSTRAKTLAR, BÖLÜM 1:

    << | Ýçindekiler | >>

    Dizin Lateral İnstabilitelerinde Uyguladığımız Yöntem ve Sonuçlarımız


    Op.Dr.Rebii KURULTAY
    İzmir Behçet Uz Çocuk Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği Şefi.

    Dr.Metin ÇÖMLEKÇİOĞLU
    AnkaraNumune Hastanesi1.OrtopediveTravmatolojiKliniği Asistanı.

    Günümüzde hızlı taşıtlarla meydana gelen kazalar ve atletik yaralanmalardan dolayı diz ligamentlerindeki travmatik lezyonlar gittikçe artmaktadır. Sonuçta travma sonrası dizin lateral stabilizatörleri olan iliotibial bant popliteus tendonu ve lateral kollateral ligamentde zedelenme ile varus deformitesi ve lateral tibial kondilin antrior ve posterior luksasyonu oluşur. Lateral instabilitenin en yaygın şekli anterolateral rotator instabilitedir (1, 5).

    Lateral komponent daha fazla komplike ve daha az anlaşılmış olmasana rağmen temel cerrahi prensipler medialde uygulanandan farklı değildir.

    1. Tibianın midlateral aksından posteriorda orta hatta doğru kapsüler ve kollateral ligamentoz yapıların normal gerginliğinde restorasyon.

    2. Dokular zayıf olduğunda yapıların fascial sütür ile sağlamlaştırılması.

    3. Menisektomi yapılabilir.

    4. Rekonstrikte edilen dokuların dinamik transferler ile sağlamlaştırılması.

    5. Postoperatif bakım ve rehabilitasyon.

    İliotibial bantı kullanarak yapılan Ekstra-artiküler işlemlerin iki temel tipi vardır. 1.Mc intoch ve modifikasyonlarında statik kontrölü sağlama, 2. Ellison yönteminde: Tam extansiyon sırasında tibianın kuvvetli Qadriceps ile öne doğru deplasmanını önlemek için dinamik bir güç oluşturmak. (1,3)

    GEREÇ ve YÖNTEM:

    Ankara Numune Hastanesi 1. Ortopedi ve Travmatoloji Kliniğine 1984-1986 yılları arasında 16 lateral ve anterolateral diz eklemi instabilitesi olan hasta yatırılmış olup bunların 10'una çeşitli yöntemlerin yanında iliotibial bantın flep haline getirilerek bir vida ile femur alt ucuna tespiti yöntemini uyguladık. Olgularımızın 8'i erkek, 2'si kadındı. 6'sı trafik kazası, 4'ü spor yaralanması sonucu müracaat etmişlerdi. 6'sı travmadan sonra ilk üç ay içerisinde 4'ü ise daha geç olarak başvurmuşlardı. Olgularımızın başvuru nedenleri yürürken ve koşarken dizinde güvensizlik hissi, ve dizinde boşalma yakınmaları idi. En küçük yaş 19, en büyük yaş 50 olup ortalama yaş 28.1 dir. Patoloji 6 dizde sağ, 4 dizde solda lokalize idi. Olguların 4'ünde tibia dış ptato kırığı instabiliteye eşlik etmekteydi.

    Olgularımız varus stres testi ve test uygulanırken çekilen ön-arka grafilende açı- Ianmalarla değerlendirildi. Lateral açılanma 4 olguda Grade III (10 mm.'den fazla), 6 olguda ise Grade II (5-10 mm. arası) olarak değerlendirildi.

    Ameliyat Yöntemi: Diz 90° de lateral insizy/-onla girişimde bulunulur. İnsizyon distalde Gerdy tüberkülünden yukarıda lateral femur kondilinin proksimaline kadar uzanır. İliotibial bantın en kalın orta bölümünden 18 cm uzunluğunda, 2.5 cm genişliğinde flep hazırlanır. Bu iliotibial flebin proksimal ve distal yapışma yerleri sağlam bırakılmıştır. Femur distalinde vastus latoralis adelesi lifleri bir pens ile sıyrılır ve kemiğe ulaşılır. Femur 1/3 alt kısmına çıkartılan iliotibial flep gergin olarak bir adet pullu vida ile tespit edilir. Diz 30°-45° fleksiyonda uzun bacak alçısı yapılır.

    Olgularımıza preoperatif ve postoperatif hemen aktif quadriceps, hamstring ve kalça abduktor adele egzersizleri fizyoterapist kontrolunda başlatıldı. 1.5 ay süreyle alçı içinde tutulan hastalar ameliyatlı ekstremiteye yük vermeksizin koltuk deynekleri ile yürütüldü. Alçı çıkartıldıktan sonra sıkı bir rehabilitasyon programı ile 1 ay içinde yürümeye izin verildi. Sonuçlarımız O'Donoghue (4)'nin subjektif ve objektif değerlendirmelerine göre yapıldı. Subjektif değerlendirmelerine göre: Ağrı, boşalma ve takılma hissi, şişlik, hareketlerde kısıtlanma. Objektif değerlendirmede: Yan bağ instabilitesi, quadriceps atrofisi, diz hareketleri esas alında. Sonuçlarımız iyi ve çok iyi olarak değerlendirildi. İki olgumuz. halen spor yaşamlarına devam etmektedirler. Olguların tümünde varus stres testi negatif ve diz hareketleri normal bulundu.

    Preoperatif ve postoperatif 1. günden sonra yapılan sıkı bir fizik tedavi rehabilitasyon programı uygulanmasının sonuçlarımızın çok iyi olmasında rolü büyüktür.Sonuç olarak dizin lateral instabilitelerinde uyguladığımız bu yöntemin az şokan olması, infeksiyon riskinin az olması, eklemde lezyon bırakmıyacak girişim olması, hastanın çabuk rehabilite edilmesi yönünden tercih edilecek bir yöntem olduğu kanısındayız.

    Referanslar

    1. ELLİSON A. E. : Distal iliotibial bant transfer for anterolateral rotatory instablty of the knee. J. Bone Joint Surg. 61-A 330, 1979.

    2. KENNEDY J. C., STEWARD R.: Anterolateral rotatory instablity of the knee J. Bone Joint Surg. 60-A : 1031, 1978.

    3. NİCHOLAS J. A. : Lateral instablity of the knee. Orth. 65 : 3, 1977.

    4. O'Donoghue D. H. : An analysis of and results of and results of surgical treatment of major injuries to ligaments of the knee.

    5. GÜR E : Diz eklemi anterolateral instabilitelerinde Ellison yönteminin değerlendirilmesi. VIII. Milli Türk Ortopedi ve Travmatoloji Kongre kitabı,1984.