ABSTRAKTLAR, BÖLÜM 9: Diz Sorunları
<< | Ýçindekiler |
>>
DERİN FEMORAL SULKUS İŞARETİ ÖN ÇAPRAZ BAĞ YIRTIĞININ BİR GÖSTERGESİ MİDİR?
Asım KAYAALP
Sanko Tıp Merkezi, Gaziantep.
Reha N. TANDOÄžAN
Başkent Üniversitesi Ortopedi ve Trav. A.B.D. Doç.
Umur AYDOÄžAN
Başkent Üniversitesi Ortopedi ve Trav. A.B.D. Araş Gör.
Cengiz TUNCAY
Başkent Üniversitesi Ortopedi ve Trav. A.B.D. Uzm.
Ön çapraz bağ yaralanmaları, özelliksel genç ve aktif hastalarda fonksiyonel instabilite ve geç dönemde ikincil menisküs yırtıkları ve osteoartrite neden olduğu için son yıllarda ortopedik cerrahide yaygın olarak incelenen bir konu haline gelmiştir. Ön çapraz bağ yırtığı kemik avülziyonu şeklinde değilse genellikle direkt radyogramlarda bulgu vermez. Ancak son yıllarda bazı radyolojik bulguların ön çapraz bağ yırtığının indirekt işaretleri olduğu hakkında yayınlar vardır(1,2,3). Bu onu da en sık bahsedilen bulgular lateral femoral kondildeki çökme kırığına bağlı derin femoral sulkus işareti, latera tibial plato posteriorunda çökme kırığı ve lateral tibial kenar avülziyon kırığıdır (Segond kırığı).
Bu çalışmanın amacı, direk radyogramlarda, akut ön çapraz bağ yırtığının bir göstergesi olduğu öne sürülen, yan diz grafisindeki derin femarol sulkus işaretinin güvenilirliği ve doğruluğunu araştırmak, bu işaretin normal popülasyonda görülme sıklığı şiddetini ortaya koymaktır.
Hastalar ve Yöntem
Çalışma gurubuna yaşları 17 ile 45 arasında, dejeneratif artrit bulgusu olmayan ve artroskopik olarak ön çapraz yırtığı kanıtlanmış hastalar dahil edildi. İyi kalitede iki yönlü diz radyogramları olmayan hastalar çalışma dışında bırakıldıktan sonra bu grupta 80 hasta kaldı. Olguların 6'sı bayan, 74'ü erkekti. Ortalama yaş 28 (17-45) olarak bulundu. Yaralanmadan sonra radyografi elde edilene kadar geçen ortalama süre 12 aydı (2-160).
Kontrol gurubuna, 17-46 yaşları arasında, dizde geçirilmiş travma öyküsü ve subjektif instabilite yakınması olmayan, klinik muayene ile ön çapraz bağı sağlam ola ve başka bir nedenle diz grafileri elde edilmiş (ör. Karşılaştırılmalı diz grafilerinde sağlam taraf, diz önü ağrısı araştırılan hastalar gibi) 53 hasta dahil edildi. Bu hastaların 12'si kadın, 41'i erkekti. Ortalama yaş 31 (17-46) olarak hesaplandı.
Ölçümler, patoloji bölümünde bulunan Zeiss MC8O marka mikroskop altında x10 büyütme ve grid kullanılarak yapıldı. Yan diz grafisinde, lateral femoral kondil eklem yüzüne, femoral sulkusun inferior ve posterior kenarlarından geçen bir tanjansiyel çizgi çekildi. Bu çizgi ile femoral sulkusun en derin noktası arasındaki mesafe mm olarak ölçüldü (Şekil 1
). Ön çapraz bağ yırtığı ola hastalar ayrıca Segond kırığı ve tibia plato çökme kırığı yönenden incelendi.
Ortalama sulkus derinliğinin noral kontrol grubu ile karşılaştırılmasında t testi kullanıldı. Daha önceki çalışmalarda, ön çapraz bağ yırtığının göstergesi olduğu öne sürülen, sulkus derinliğinin 1.2 ve 2.0 mm'den fazla olmasının önemi araştırıldı.
Sonuçlar
Ön çapraz bağ yırtığı olan hastalarda, femoral sulkus derinliği ortalama 0.64 mm olarak ölçüldü, aynı değer normal dizlerde 0.60 mm olarak bulundu. Bu fark istatistiksel olarak anlamlı değildi (t = 0.21, p > 0.005). Sulkus derinliğinin 1.2 mm'den fazla olduğu olgular bağ yırtığı grubunda %12.5, normal popülasyonda %13.2 oranında saptandı. Derinliğin 2 mm ve daha fazla olduğu olgular ise her iki grupta %7.5 oranındaydı.
Ön çapraz bağ yırtığı olan hastaların 2'sinde (%2.5) Segond kırığı saptandı. Hiçbir olguda lateral tibia plato posteriorunda kırık saptanmadı.
Yaralanmadan sonra geçen süre ile sulkus derinliği arasında bir korelasyon bulunamadı (korelasyon katsayısı r = 0.165).
Tartışma
Ön çapraz bağ yırtılırken meydana gelen anterior subluksasyon sırasında konveks olan tibia platosunun posterior kesimi lateral femoral kondile çarpar. Bu sırada her iki tarafta da çökme kırıkları meydana gelebilir (Şekil 2
). Akut olgulara yapılan manyetik rezonans incelemelerinde bunlar, yaygın subkondral intensite artışı ile karakterizedir ve "kissing lesion" olarak tanımlanır. Bu bulgunun direkt radyogramlarda derin patellar sulkus olarak görüldüğü ve omuzdaki arıterior çıkık sırasında meydana gelen Hill-Sachs lezyonuna benzer olduğu öne sürülmüştür. Cobby ve ark. çalışmasında, ön çapraz bağı normal olan hiçbir olguda bu derinliğin 1.2 mm'den fazla olmadığı öne sürülmüştür(1). Warren ve ark. ise ön çapraz bağ yırtığı olan hastalarda bu ölçümün 2.0 mm'den fazla olmasının bağ yırtığına işaret ettiğini rapor etmişlerdir(3).
Bu çalışmada, artroskopik olarak kanıtlanmış ön çapraz bağ yırtığı olan hastalarda yukarıda belirtilen radyolojik değişimlerin görülme sıklığı araştırılmış ve aynı yaş gurubundaki ön çapraz bağı sağlam olan hastaların radyogramlarında ayı bulgular karşılaştırılmıştır.
Ortalama sulkus derinliği normal popülasyonda 0.60 mm, ön çapraz bağ yırtığı olan olgularda ise 0.64 mm bulunmuş ve aradaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. Ayrıca sulkus derinliğinin 1.2 mm veya 2.0 mm'den fazla olmasının da önemli olmadığı ve hem normal hem ön çapraz bağı yırtık gruplarda benzer sıklıkta görüldüğü saptanmıştır.
Bu bilgilerin ışığında, direkt radyogramlardaki derin femoral sulkus işaretinin, ön çapraz bağ yırtığı için özgün olmadığı ve normal popülasyonda da değişik derecelerde görülebileceği kanısına varılmıştır.
Referanslar
1. Cobby, M.J., Schweitzer, M.E., Resnick, D.: The deep lateral femoral notch: An indirect sign of a torn anterior cruciate ligament. Radiology 184: 855-858, 1992.
2. Stallenberg, B., Genevois, P.A., Sintzoff, S.A., Matos, C., Andrianne, Y., Struyven, J.: Fracture of the posterior aspect of the lateral tibial plateau. Radiographic sign of an anterior cruciate ligament tear. Radiology 187: 821-825,1993.
3. Warren, R.F., Kaplan, N., Bach, B.R.: The lateral notch sign of anterior cruciate ligament insufficiency. Am J Knee Surg 1: 119-124, 1988.