XV. MİLLİ TÜRK ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ KONGRE KİTABI

    ABSTRAKTLAR, BÖLÜM 12: TÜMÖRLER

    << | Ýçindekiler | >>

    KRONİK OSTEOMYELİTLERDEN SONRA GELİŞEN EPİDERMOİD KARSİNOMLAR


    Turgay ER
    S.B. Baltalimanı Kemik Hastalıkları Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı.

    Bülent DİLAVEROĞLU
    S.B. Baltalimanı Kemik Hastalıkları Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı.

    Ajlan KASABALIGİL
    S.B. Baltalimanı Kemik Hastalıkları Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı.

    Ali KOÇ
    S.B. Baltalimanı Kemik Hastalıkları Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı.

    Drene olan sinüsü bulunan kronik osteomyelitli hastalarda malign dejenerasyon gelişme olasılığı yaklaşık yüzyıldan beri bilinmektedir. Bu oran %0.23 ile %1.6 arasında değişmektedir(3,7,8). İngiliz literatürüne göre bu durumda seçilecek olan tedavi radikal cerrahi yani amputasyondur (1,3,4,7). 3 aydan fazla ısrar eden lenfadenopatiler için de lenfadenemtomi önerilmektedir(1,4).

    Biz bu çalışmamızda hastanemizde yatarak tedavi olan kronik osteomyelitli hastalarımızı retrospektif inceleyerek epidermoid karsinom görme oranımızı ve uygulanan tedaviyi sergilemek istedik.

    Materyal Metod

    1991-1996 yılları arasında S.B. Baltalimanı Kemik Hastalıkları Hastanesinde 571 kronik osteomyelit olgusu tedavi edilmiş, bu hastalardan 9 tanesinde epidermoid karsinom ile karşılaşılmıştır. Olguların tamamı erkektir. Lokalizasyonlarına göre incelendiklerinde 6 olgunun tibiada, 2 olgunun femurda ve 1 olgunun da el 1 .ci parmakta olduğu görülmüştür. En genç hasta 48 yaşında olup en yaşlı hastamız 64 yaşındadır. Ortalama yaş 56.1 olarak saptanmıştır. Si-nüslerin drene olma süreleri incelendiğinde en kısa sürenin 16 yıl, en uzun sürenin de 32 yıl olduğu görülmüş olup ortalama drenaj süresinin 23,4 yıl olduğu saptanmıştır.

    Olguların hiçbirinde uzak metastaza rastlanmamıştır.

    Bütün olgular tedavilerine başlanmadan önce İstanbul Kemik Tümörleri Registrasyon Merkezinde tartışılmışlar ve burada yapılan radyodiyagnostik, patolojik anatomi, ortopedik cerrahi, medikal onkoloji ve radyasyon onkolojisi kosültasyonlarından sonra tedavi planları çizilmiştir. Bu konsültasyonlar sonucunda gerek lezyonların genişliği gerekse patojen mikroorganizmaların çok dirençli olmaları nedeniyle herhangi bir adjuvan tedavi önerilmemiş, bu görüş doğrultusunda da tüm olgulara amputasyon işlemi uygulanmıştır.

    Olguların 3 tanesi takipten çıkmış olup diğer 6 olgu halen hayattadır. En kısa izleme süremiz 15 ay olup en uzun izlememiz 44 aydır. Ortalama izleme süremiz 29 ay olmuştur.

    Tartışma

    Drene olan sinüslerde gelişen epidermoid karsinom nadir görülen ancak oldukça ciddi bir komplikasyondur. bu olaya genellikle erkeklerde rastlanılıp yaşamın 5 ve 6.cı dekadlarında sıklıkla görülür(8).

    Genellikle 20-30 yıl arası devam eden kronik sinüs anamnezi mevcuttur. Olguların %85 civarı alt ekstremitede olup %50'sinde tibia tamamen tutulmuştur(7).

    Epidermoid karsinom sinüsün ciltte bulunan ağzındaki ülsere dokudan başlar ve giderek kemiğe doğru yayılır. Uzak metastaz yapma olasılığı oldukça azdır. Vishniavsky uzak metastaz insidensini %14.4 olarak bildirmiştir(8). Sedlin ve Fleming yaptıkları literatür taraması sonucunda 102 olgu bildirmişler ve metastazların cerrahi yapıldıktan sonra 18 ay içinde ortaya çıktığını belirtmişlerdir(7). Lidgren ise amputasyondan 3 yıl geçtikten sonra artık metastazın görülmediğini, dolayısıyla bu süre sonunda hastalıkta kür sağlandığının kabul edilebileceğini bildirmiştir(4).

    Epidermoid karsinom düşük gradlı bir tümör olmasına karşın cerrahi tedavide genellikle amputasyolar tercih edilmektedir. Bunun nedenleri hastalığın erken metastaza olan eğilimi, ekstremite koruyucu cerrahi sonrasında oluşan çok geniş defektlerin rekonstrüksiyon güçlüğü ve olaya neden olan mikroorganizmaların genellikle dirençli suşlardan oluşmasıdır.

    Biz olgularımızın tamamına amputasyon uyguladık ancak modern rekonstrüksiyon teknikleri ile yapılan mikrovasküler transplantasyon, antibiyotikli PMMA zinciri ve eksternal fiksatörler kullanımları sonucunda kür sağlanıldığını bildiren yazarlar da mevcuttur(2,5,6,8).

    Sonuç

    5 yıllık bir süre içinde 9 epidermoid karsinomla karşılaşıp hepsine amputasyon işlemini uygulamak zorunda kalmamız kronik osteomyelitin tedavisinde oldukça dikkatli olunması gerektiğini ve sinüs civarında herhangi bir değişiklik görüldüğünde derhal biopsi alınması gerektiğini göstermiştir.

    Referanslar

    1. Fitzerald RH, Brewer NS, Dahlin DC: Squamous cell carcinoma complicating chronic osteomyelitis. J Bone Joint Surg 58A: 1146, 1976.

    2. Johnston JO: Local resection in primary malignant bone tumors. Clin Orthop 153: 73.1980.

    3. Sankaran-Kutty MS, Corea JR, ali MS, Kutiy MK: Squamous cell carcinoma in chronic osteomyelitis: Report of a case and review of the literature. Clin Orthop 198: 264, 1985.

    4. Lidgren L: Neoplasia in chronic fistulating osteitis. Acta Orthop Scand 44: 152, 1973.

    5. Mankin HJ, Doppelt SH, Sullivan TR, Tomford WW: Osteoarticular and intercalary allograft trasplantation in the management of malignant tumors of bone. Cancer 50: 613, 1982.

    6. Rydholm A: Management of patients with soft tissue tumors: Strategy developed at a regional oncology center. Acta Orthop Scand (Suppl) 203:3 1983.

    7. Sedlin ED, Fleming JL: Epidermoid carcinoma arising in chronic osteomyelitis foci. J Bone Joint Surg 45A: 827, 1963.

    8. Ueng WN, Wei FC, Hsueh S, Shih CH: Squamous cell carcinoma complicating tibial osteomyelitis treated wit local wide exicion and staged microvascular reconstruction Clin Othop 293: 274-279, 1993.