XV. MİLLİ TÜRK ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ KONGRE KİTABI

    ABSTRAKTLAR, BÖLÜM 14: ARAÅžTIRMALAR

    << | Ýçindekiler | >>

    ORTOPEDİK TRAVMA VE POSTTRAVMATİK SEKEL OLUŞUMUNU ETKİLEYEN RİSK FAKTÖRLERİ


    Remzi Arif ÖZERDEMOĞLU
    Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fak. Ortopedi ve Trav. ABD.

    Hüseyin YORGANCIGİL
    Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fak. Ortopedi ve Trav. ABD.

    Kemal DEVECİ
    Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fak. Ortopedi ve Trav. ABD.

    Günümüzde yaşam standardı ve biçiminde meydana gelen değişmelere bağlı olarak travmalar uğrama riski ve uğranılan travmaların şekli de değişmiştir. Trafik kazaları, savaşlar, doğal afetler, terörizm ve halkın sosyokültürel düzeyi bir toplumun kendisine has "travma haritasını" oluşturur. Kas iskelet sistemi en sık yaralanan bölgelerden biridir. Bu yaralanmalar sonrasında birçok değişkene bağlı olarak posttravmatik sekeller kalabilir. Bu çalışmada, çocuklarda kas-iskelet sistemi travmalarına maruz kalma olasılığı ve posttravmatik sekel oluşma oranlarını arttıran risk faktörleri araştırıldı.

    Hastalar ve Yöntem

    Isparta il merkezindeki 32 ilkokulda bulunan 12135 öğrenci ile çevre ilçe ve köylerdeki 75 ilkokulda okuyan 9364 öğrenci olmak üzere toplam 21499 öğrenci çalışma kapsamına alındı. Olguların 10515'i kız ve 10984'ü erkek idi. Ortalama yaş 9.2±1.7 (4-17 yaş arası) idi.

    Muayenelerden önce doldurulan anket formları ile daha önce geçirilen ciddi ortopedik travmalar hakkında bilgi toplandı. Öğrenciler, yaşamlarının herhangi bir döneminde herhangi bir kişiye (ebe, doktor, sınıkçı...) veya kuruma (sağlık ocağı, sağlık evi, hastane, poliklinik...) tedavi için başvurmayı gerektirecek kadar şiddetli kas-iskelet sistemi yaralanması geçirip geçirmedikleri soruldu. Sistemik ortopedik muayene ile birlikte bu travmalar bağlı sekeller araştırıldı. Verilerin değerlendirilmesinde Student's t-testi kullanıldı.

    Sonuçlar

    Tüm nüfus ele alındığında 1983 geçirilmiş ortopedik travma (OT) ve 166 posttravmatik sekel (PS) saptandı (Tablo 1 ). Buna göre OT sıklığı %o92, PS sıklığı %o8 ve travma başına sekel kalma oranı (PS/OT oranı) %8.4 olarak hesaplandı. Yaşın artmasına paralel olarak OT ev PS sayısı ile sıklığının da arttığı, PS/OT oranının ise <12 yaş grubu haricinde belirgin olarak değişmediği gözlendi.

    Erkeklerde, kızlara nazaran daha çok OT'ya ve PS'e rastlandı (Tablo 1). Her ikisi de aradaki fark anlamlı idi (OT için p < 0.001, PS için p<0.01). PS/OT oranı ise, erkeklerde daha yüksek olmasına rağmen aradaki fark anlamsızdı. Posttravmatik kırık-çıkık sekelleri ve amputasyonlar erkeklerde, yanık sekelleri ise kızlarda daha sık görüldü.

    Kırsal alanda OT sıklığı %o122 olmasına karşılık, il merkezinde %o69 olarak saptandı (p>0.001) (Tablo 3 ). Ayrıca PS/OT oranı kırsal alanda %12.5, il merkezinde ise %2.7 idi ve bu fark yine anlamlı idi (p<0.001).

    Üst eksterimetelerde alt eksteremiteler göre daha çok travma ve sekel görülmesinin yanısıra (Tablo 2 ve Tablo 3 ), PS/ OT oranı da yüksek bulundu (üst taraf PS/ OT oranı %9.9, alt için %4.9) (her üç karşılaştırma için p<0.001). Üst eksterimeletlerde dirsek bölgesi ve distali, alt ekstremitelerde ise ayak-ayak bileği bölgesi olmak üzere, daha çok ekstremitelerin distal bölgeleri yaralanmışlardı (Tablo 2 ). Üst ekstremideki sekellerin çoğu dirsek travmaları sonucu oluşmuştu (Tablo 2 ). Alt taraftakiler ise daha çok ayak-ayak bileği bölgesine aitti.

    Sağ ekstremiteler, sola göre daha çok yaralanmıştı (Tablo 2 ) ve daha çok sekel kalmıştı (her iki karşılaştırma için p<0.001). Fakat PS/OT oranların arasında anlamlı fark bulunmadı (sağ için %8.6, sol için %8.2).

    Tartışma

    Yaşam süresi arttıkça travmaya maruz kalan ve sekel oluşma ihtimali artmaktadır(1). Çalışmamızda da artan yaşla uyumlu olarak OT ve PS sıklığının giderek arttığı gözlendi. Küçük yaşlarda travma sonrası sekel kalma riski yönünden bir fark gözlenmezken, >12 yaş grubunda risk oranı daha yüksek bulundu. Bu, kas-iskelet sistemi belli bir olgunluğa ulaştıkça sekel kalma riskinin arttığını işareti olabilir.

    Sefansdottir ve ark.(2), 0-14 yaş grubundaki çocuklarda genel vücut yaralanma insidansını %o23 olarak saptamışlardı. Buna göre serimizde OT sıklığı için bulunan %o92 oranı bu değerlerle uyumludur. Yaralanmaların %58-68 oranında daha çok erkeklerde görüldüğü bildirilmiştir(2,3). Çalışmamızda OT geçiren olguların %61'i erkekti.

    Fişek ve ark.(1), kırsal alanda tüm yaşlardan toplam 2749 kişiyi inceleyerek, PS prevalansını % 18 olarak bildirmişlerdir. Serimizde ele alınan olguların yaş ortalamaları bu çalışmadan daha küçük olduğundan, elde ettiğimiz değer daha düşüktü (% 8). Fakat <12 yaş gurubunu ele alındığında aynı oran elde edildi (%0,18) (Tablo 1 ).

    Serimizde erkeklerde daha çok PS'e rastlandı. Bunun nedeni erkeklerin daha çok OT'ya maruz kalmalarına bağlı idi. Yoksa sekel kalma riski açısından cinsiyetler arasında anlamlı fark bulunmadı. Bunun yanısıra, diğer sekellerin aksine, daha çok ev kazaları içerisinde yer alan yanık sekellerinin kızlarda daha sık olduğu göze çarptı.

    Kırsal alanda OT ve PS sayısının daha yüksek saptanmasının yanında, travma sonucu sekel kalma riski de il merkezindeki çocuklara nazaran daha fazla idi. Bunun sebebi gerekli tedavinin yapılmamış veya uygunsuz yapılmış olması olabilir. Nitekim Fişek ve ark.(1), kırsal alanda PS oluşmuş olguların önemli kısmının ya zamanında tedavi edilmedikleri veya hiç tedavi görmemiş olduklarını saptamışlardır. Fişek ve ark.(1), ayrıca üst eksremite kırık sekellerin %o8.3, alt ekstremite kırık sekellerin %o 2.1, amputasyonunun %o 2.5, yanık sekellerin ise %01.1 oranında görüldüğünü tespit etmişlerdir. Çalışmamızda incelediğimiz olguların yaşı daha küçük olduğundan elde edilen oranlar bunlar kadar yüksek olmasa da bunlara yakındı (Tablo 3 ).

    Üst ekstremitelerin travmalara daha çok maruz kaldıkları bildirilmiştir (1,3,4). Bunun yanında kırıkların en sık önkolda (%36) ve elde (%25) görüldüğü saptanmıştır(3). Çalışmamızda bununla uyumlu olarak OT'ların önemli kısmı; başta dirsek, önkol ve el-el bileğinde olmak üzere üst ekstremitelerde görülmüştü (Tablo 2). PS sayısı ve sekel. kalma riski de üst ekstremitede daha yüksek bulundu. Bunun nedeni dirsek travmaların sonucunda oluşan sekellerin fazlalığı idi.

    Sağ ekstremitelerin daha sık yaralandıkları bildirilmiştir(5). Serimizde de sağ ekstremite daha çok travmaya maruz kalmış ve daha çok sekel kalmıştı. Fakat sekel kalma riski açısından sağ-sol ekstremiteler arasında bir fark yoktu.

    Sonuç olarak kırsal kesimde yaşamak ve erkek olmak önemli risk faktörleri iken, üst ve sağ ekstremiteler travmaya daha çok uğrayan ve sekellerin en sık görüldüğü bölgedir.

    Referanslar

    1. Fişek NH, Bayındır Ş, Tokgözoğlu N, Kanbak M: kas iskelet sistemi ilgilendiren sakatlık prevalansı araştırılması. III. Türkiye Ortopedi ve Travmatoloji Kongre Kitabı, s.242-9, Izmir, Birlik Matbaası, 1974.

    2. Stefansdottir A, Mogensen B, Sigvaldason H: Epidemiology of childhood injuries in Reykjavik from 1974 through 1993. Acta Orthop Scand 65 (Suppl 260):81, 1994.

    3. Jakobsen BW, Steinke MS, Ptersen BS, Aagaard MT, Nielsen E: Increased fracture risk in children. Acta Orthop Scand 65(Suppl 256): 53, 1994.

    4. Öıdemiroğlu RA, Yorgancıgil H, Deveci K, Yalçınkaya S: Ilkokul öğrencilerinde ortopedik semptom ve deformite taraması. Acta Ortohp Traumatol Turc, 30(2): 168-174, 1996.

    5. Eroğlu M, Yalınay R: El yaralanmalarının istatistiksel incelenmesi sonuçları. X. Türkiye ortopedi ve Travmatoloji Kongre Kitabı, s.290-4, 1987.